States Of The Time

One should imagine time, detached from formal dates or clocks.
In any case, every incident and every moment touches to the real dates. In any case they correspond to somewhere between the hands of a clock, to a moment of a day.
Dating is a must.
But time is relative…
….
When we separate time from date, what is left is the emptiness.
I call it dimension.
The state of time, which is both relative and lived as it is.
The state that no rules or decisions are valid.
A skein of shapes and visible things, that you can not attribute what you live and see to any sociological or cultural matter.
….
Date frames time, as the photographer frames just the vision she/he wants to show from among thousands of visions.
This means adding a documentary text to it. From that moment we start reading instead of viewing.
By texts, the work loses the values that come from its silence and timelessness.
Our photographs begin to shed light on the texts rather than speaking for themselves.
….
Some photographs the history, chronicles.
Some photographs and reflects the dimensions.
….
When we forget the worldly perception of time and formality, the rest is a kind of naturalness…
And it is up to the limits of the countless number and size of minds.
Maybe we should call it “times at the same moment”
or “states of the time.”

Ömer Orhun
2012

(trans: Nazlı Deniz Oğuz)

zamanın halleri
Zaman denen şeyi, resmi tarihlemelerden, saatlerden ayrı hayal etmeli.
Her olay her an nasıl olsa resmi takvime değiyor, akrep ile yelkovan arasında bir yere, günün anlarından birine denk düşüyor. Tarihleme mecburi.
Zamansa izafi…
Zamanı tarihten ayırdığımızda geriye boşluk kalır.
Buna boyut diyorum.
Zamanın hem görece olduğu hem de olduğu gibi yaşandığı hali.
Kararların kuralların geçmediği hal.
Tüm yaşananın, gördüklerinin hiçbir kültürel sosyolojik medyatik meseleye mal edilemeyeceği görünenler, biçimler yumağı.
……
Resmi tarih zamanı çerçeveler, aynı fotoğrafçının binlerce şey içinden sadece göstermek istediğini çerçevelediği gibi.
Ona belgesel bir metin ekler. Yapıtları seyretmeye değil okumaya başlarız.
Eklenen metinlerle yapıtın sessizlik zamansızlık değeri uçar gider. Ya da fotoğraflarımız kendinden çok metinlere ışık tutmaya başlar.
……..
Bazılarımız tarihi çeker, tarih yazar.
Bazılarımız boyutları yansıtır, boş yaşar.
……
Dünyevi zaman algısını, resmiyeti unuttuğumuzda kalan, bir çeşit doğallık…
Sayamayacağımız kadar aklın sınırlarınca boyut.
Buna aynı andaki zamanlar mı demeli ne?
veya zamanın halleri.

Ömer Orhun
2012

Diğer Projeler